AV DÖNENCESİ / BÜŞRA TORAMAN ( KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ #1)
Adı : Av Dönencesi
Yazar : Büşra Toraman
Sayfa Sayısı : 518
Seri : Kırmızı Başlıklı Kız Serisi #1
Yayınevi : Ephesus Yayınları
Puanım : 13 /15
KONU
Kavurucu rüzgârlar estiren bir kış masalı…
Ailesi ve nişanlısıyla gittiği kampta kurtların saldırısına uğrayan Ada’nın hayatı yanlış bir patikaya sapmıştı. Tüm sevdikleri öldürülürken kendisinin kurtulmasını bir şans olarak görenlerin aksine Ada asıl cezanın hayatta kalmak olduğunu düşünüyordu.
Kanada’ya yaptığı yolculukta geçmişini arkada bırakmak isterken aslında ona doğru sürüklendiğinden habersizdi. Kurtların hayatına girmiş, onları tanımış ve farkına varmaksızın bir parçaları haline dönüşmeye başlamıştı. Sadece kurtları değil, kendisini de keşfederken bir daha asla yaşayamayacağını düşündüğü tutkuları da peşinden sürüklenmişti.
Kamp saldırısından kurt adamların sorumlu olduğunu öğrendiğindeyse en az aşk kadar büyük bir intikam duygusuna kapılmıştı.
Kalbini ve ruhunu onlardan birine vermekse aklına gelebilecek son ihtimaldi.
Onu Sevdi,
Onu Korudu,
Onu Öldürdü.
YORUM
Olaylar Ada'nın kamp yapmaya gittiği sırada nişanlısı Kerim 'i ve arkadaşlarını kurt saldırısı sonucunda kaybetmesiyle başlıyor. Yaşadığı bu trajediden sonra Ada çareyi Kanada ' da yaşayan teyzesinin yanına gitmekte buluyor. Kerim' in kardeşi Ali'nin Ada'dan daha fazla bilgi almak için Kanada'ya gelmesiyle işler daha da karışıyor. Ada başta imkansız olduğunu düşünmesine rağmen kurtadamların varlığını kabul ediyor ve korkunç bir gerçeğin farkına varıyor. Dahası onların hayatına dahil oluyor.Ada ailesini ve nişanlısını öldürenlerden intikam almak için düşmanlarının inine giriyor. Ve işin şaşırtıcı yanı sevdiklerini katleden kurtlardan birine kendini kaptırıyor.
Oldukça uzun zaman önce kurtlar Aleut ve Remuslar olmak üzere ikiye ayrılıyor. Tabii ki bu iki taraf ölümüne düşman. Remuslar çağ dışı geleneklerini devam ettirip vahşi bir hayat sürerken Aleutlar modern çağı kabullenmiş ve ona uygun bir şekilde yaşıyorlar. Hatta dağın tepesindeki kalelerinde sıcak su bile var .
Kurtlar arasında katı bir kast sistemi mevcut. En üstten alta doğru Ak Kurtlar , Kızıl ve Kara kurtlar. Ak kurtlar doğuştan gelen bir ayrıcalığa sahipken Kara kurtlar mücadele etmek zorunda.
Fantastik bir kitaba sınıf farklılıklarının konulması özellikle hoşuma gitti. Kitabı okurken türler arası ayrımı rahatlıkla görebilirsiniz. ( That's racist bro !)
Alacakaranlık gibi klişe olaylar Av Dönencesi'nde yok. Kitap farklı türleri de kapsıyor. Vıcık vıcık bir aşk hikayesi okumuyoruz, kimsenin kendini yakışıklı kurtadamın kollarına attığı yok. Olay örgüsü akıcı ve oldukça sürükleyici. Sayfaları çevirirken ne ara sonuna geldiğinizi anlamıyorsunuz. Reading slump geçiriyorsanız atlatmanıza yardımcı olabilir.
Özellikle Ada gibi güçlü kadın karakterler görmek hoşuma gitti. Ailesinin intikamını almak için sadece zihnini değil bedenini de geliştiriyor ve oldukça iyi bir savaşçı haline geliyor. Bir de Dawson var... Mükemmel erkek sınırlarının dışında içine kapanık , biraz agresif , geçmişinde sorunları olan ve öldürmeyi seven bir tip. Rönesans tablosu desek yeridir. Kalbinde sevgiye yer olmadığının düşünüyor , hikayesini düşünmek bile beni üzüyor , çektiği acılar , yaşadığı haksızlıklar ve bunlara karşı sağlam duruşu... Dawson ve Ada 'nın arasındaki ilişki eşsiz. Diğer fantastik kitaplardan ayıran detayda bu bence. Aşkları bir temele dayanıyor ve birbirlerini anlayabiliyorlar. İkisi de kaybetti , ikisi de yenildi.
Yan karakterler oldukça gerçekçiydi. Gavin , Murat , Peretha...Hepsi oldukça güçlü ve detaylı işlenmiş karakterlerdi.
Karakterlerin bir kısmının Türk olması çok hoştu. Kurtlar vampirler biz Türklerin de başın gelebilir ! Kitapta Ada'nın , Murat'ın ve Ali'nin kendi aralarında Türkçe konuşup Dawson ' a dönmeleri beni bitirdi. Aşırı güldüm ve eğlendim.
Fantastik ve romantik seviyorsanız başında kalkamayacağınız bir kitap.
ALINTILAR
# “Şuna baksana,” dedi Murat, eliyle Ada’yı işaret ederek. “Kırmızı bir pelerin giyiyor, ellerini önünde birleştiriyor ve bir insan Dawson onu yer.”
# .” Dawson kendini geri itip yavaşça ayağa kalkarken iç geçirdi. “Son iki yüz yıl içinde tüm rutinimi bozan tek şeysin. Bazen diğerlerinden farklı olmamanı diliyorum.”
“Diğerlerinden farklı olduğuma memnunum.” Dedi Ada. İşinin bitmediğini ve pes etmediğini gösterircesine kitabı alıp okuma koltuklarından birine geçti.
“Bende öyle,” dedi Dawson ama Ada onu duyamayacak kadar uzaklaşmıştı.
# Dawson onu inceliyordu. Başını eğip bacaklarına baktı. “ Silah bandı taşıyabilir misin?”
“Daha önce denemedim,” dedi Ada başını kitaptan kaldırmadan. “Bacaklarıma bakmayı kes.”
Dawson boğazını temizleyip gözlerini çevirdi. “Sadece silah taşıma potansiyelini tespit ediyordum.”
# “Dans etmeyi severim. Benimle pratik yapabilirsin.”
“Tabii. Programımızın hangi kısmına eklemek istersin? Ölüm metotları ve yorgunluktan bayılma dersleri arasında beş dakikalık boşluğun var sanıyordum.”
“Neşen beni öldürüyor,” dedi Ada ifadesiz bir yüzle.
# Üstüm kan ve kir içinde ama sen saçlarıma bir şey bulaşmasını önlemeye çalışıyorsun.”
“Saçlarını seviyorum.”
“Beni sevemiyorsun ama saçlarımı seviyorsun öyle mi? Kendine ait bir parçayı kıskanan tek kişi olabilirim.”
“Bende ölü bir adamı kıskanıyorum. Eşitiz bence.
*****
Yorumlar
Yorum Gönder