CADILARIN KEŞFİ (A DISCOVERY OF WITCHES / ALL SOULS TRILOGY #1)
Adı : Cadıların Keşfi
Orijinal Adı : A Discovery of Witches
Yazar : Deborah Harkness
Sayfa Sayısı : 671
Seri : Ruhlar Üçlemesi #1
Yayınevi : Pegasus Yayınları
Puanım : 15 /15
KONU
Olağanüstü güçlere sahip bir cadı, imkansızlıklara direnen yasak bir aşk ve her şeyi başlatan gizemli bir el yazması.Oxford'un Bodleian Kütüphanesi'ndeki kitap raflarının arasında araştırma yapan genç akademisyen Diana Bishop, tesadüfen simyacılıkla ilgili eski bir el yazması bulur. Köklü ve seçkin bir cadı ailesinden gelen Diana'nın yaptığı bu keşif yeraltında doğaüstü bir karışıklığa sebep olarak iblis, cadı ve vampirlerin kısa sürede kütüphaneye doluşmasına yol açar.
Diana, yüzyıllardır aranan bir hazine keşfetmiştir ve her şeyi yoluna koyabilecek tek kişi de yine kendisidir. Bu zorlu mücadelede en büyük destekçisi ise onu hiç yalnız bırakmayan, her türlü fedakarlığı göze alıp kendi soyunun karşısında duran meslektaşı, vampir Matthew olacaktır.
OLAĞANÜSTÜ GÜÇLERE SAHİP BİR CADI İMKANSIZLIKLARA DİRENEN YASAK BİR AŞK VE HER ŞEYİ BAŞLATAN GİZEMLİ BİR EL YAZMASI
YORUM
Cadıların Keşfi hayatımda okuduğum en iyi fantastik kitap olmalı. Zaten öyle olmasaydı onu tekrar okuyup bu yorumu girmezdim. Kitabı tekrar okuyup nostalji yaşamamın nedeni BBC tarafından dizi haline getiriliyor olması. Yazarın oyuncuları seçmesi , senaryoya el atması gibi nedenlerden dolayı bu seriden çok umutluyum. Dizi hazır çekilme aşamasındayken kitabı tekrar okuyup hatırlamak istedim.
Konuya gelecek olursak ; Diana Bishop , ailesinin ölümüyle sahip olduğu güçleri kabullenmeyen bir cadıdır. Büyüyü hayatından çıkarmış , gerek duymadıkça kullanmamıştır. Bunun bir diğer nedeni cadı atalarından birinin Salem ' de yakılmasıdır ve Diana insanların ikisinin arasındaki bağı fark etmesinden hoşlanmamaktadır . Bu yüzden kendini tarihe ve simyaya adamış , Oxford Üniversitesi'nde çalışmaktadır. Diana tesadüfü bir şekilde Ashmole isimli bir el yazmasıyla karşılaşır ve ona dokunmasıyla kitabın üstündeki büyüyü bozar. Ve işte o zaman Diana' nın etrafına yaratıklar kaplamaya başlar. Yakışıklı ve zeki vampir Matthew ile karşılaşır. Matthew ' de el yazmasını farklı bir sebeple aramaktadır ve ikili yakınlaşmaya başlar.
Bir süre ara verip Matthew de Clairmont 'un ne kadar mükemmel olduğundan bahsetmek istiyorum. Kendisi üç bin küsür yaşında Fransız bir vampir. Eğer sadece bir kitap kahramanını gerçek dünyada görebilseydim bunun kesinlikle Matthew olmasını isterdim. Geçmişi yüzünden kendinden emin olamayan , yaralı ama bir o kadar da özgüvenli bir karakter. Bir bilim adamı aynı zaman da . Diana'ya duyduğu sevgi her şeyin ötesinde öyle ki Diana' yı koruma içgüdüsü her şeyin üstünde. Bu yüzden Ashmole ile ilgili planlarında Diana'yı kullanmaktan vaz geçiyor ve ona yardım ediyor.
Diana büyüsünü kullanmadığı için diğer cadılar tarafından dışlanıyor. Ayrıca iki güçlü cadı ailesinin soyundan geldiği için doğal bir gücü var . Matthew ile beraber içindeki güce ulaşmaya ve onu kullanmaya çalışıyor.
Lakin Matthew ve Diana ' nın yakınlaşması Konsil'in dikkatini çekiyor.Türlerin karışmasını kesinlikle yasaklayan Konsil'de her yaratıktan 3 kişinin bulunuyor. Diana ve Matthew'ın yakınlaşmasından hiç hoşnut değil tahmin edersiniz ki. Ashmole onlar için de bir hayli önemli tabi. İkilinin düşmanlarına Konsil'in de eklenmesiyle Matthew Diana 'yı korumak için eve Sept Tours 'a götürüyor. Burada Matthew 'ın vampir annesi Ysabeau ve Martha ile karşılaşıyoruz. Özellikle Ysabeau 'yu çok sevdim , Matthew en sevdiği oğlu , ve onu korumak için her şeyi yapıyor. Clairmont ailesinin diğer üyeleri ile de karşılaşıyoruz .
Diana 'nın başına bir takım olaylar gelmesi üzerine ikili Diana' nın evine teyzelerine gidiyor. Bu noktada hikaye başkalaşıyor ve Diana ' nın yetenekleri arasında zaman yolculuğu olduğunu öğreniyoruz. İkili Diana'nın güçlü bir cadıdan eğitim alması için geçmişe gidiyor ve kitap bu şekilde bitiyor.
Diana karakterine hayran kaldım. Dik duruşu ve zekasıyla kitap boyunca beni gururlandırdı. Diğer kitaplardaki güçsüz kadınların yanında Diana , sevgimi kazandırdı. Ayrıca Matthew ' a pat diye aşık olmaması , ikilinin arasının zamanla olması sevdiğim detaylar arasında.Kitapta Matthew'un, annesi Ysabeau'nu veya kahyaları Marthe'nin kullandığı Fransızca kelimeler ve cümleler oldukça hoşuma gitti. Matthew'un Diana'ya Fransızca söylediği kelimeler ise ayrıca güzeldi.
"Şimdi ne yapacağız?" diye sordu Diana'nın büyükannesi.
"Her zaman yaptığımızı, Joanna," diye karşılık verdi Bridget.
''Geçmişi hatırlayıp geleceği bekleyeceğiz.''
''Eğer kelebek kendisini çeken tatlı ışığa kanat çırpıyorsa ateşin onu yutacağını bilmediğindendir
Yaşayabileceğimiz en güzel deneyim gizemli olandır. Gizem gerçek sanatın ve gerçek bilimin beşiğindeki esas duygudur. Bunun farkına varamayan kişi, merak edemez, şaşıramaz, ölüden farkı yoktur, gözlerinin önüne perde inmiştir
""Bir şey mi kaçırdım?" diye sordum en sonunda."Biz ne zaman evlendik? "
Matthew gözlerini kaldırdı. "Eve gelip sana , seni seviyorum dediğim anda.Belki mahkemede resmen kabul olmaz ama vampirler için biz evliyiz. "
Yorumlar
Yorum Gönder