PÜR ( PURE #1) / JULIANNA BAGGOTT
Orijinal Adı : Pure
Yazar : Julianna Baggott
Sayfa Sayısı : 492
Seri : Pür Serisi
Yayınevi : DEX Yayınları
Puanım : 13 / 15
KONU
Pressia , İnfilakları ve ondan önceki hayatını hayal meyal hatırlıyor. Büyükbabasıyla birlikte yaşadıkları delikte , insanlığın kaybettiği şeyleri düşünüyor : lunaparkları , sinemalar , doğum günü partilerini , anneleri ve babaları.
Her şey küle döndü , hırpalandı , hiç iyileşmeyecek derecede yara aldı ve zarar gören bazı bedenler , bambaşka nesnelerle bütünleşti. Şimdi herkesin askeri eğitim görmesi gereken yaşa geldi Pressia. Tabii iki ihtimal var. Ya asker olacak ya da bedeni fazla zarar gördüyse eğitimdeki askerlerin canlı hedef tahtası olacak . Pressia ' nın kaçması gerek.
Bir Pür yak ve külünü solu.
İnfilaklardan tek bir yara almadan kurtulanlar da var. Pürler. Gökyüzündeki kubbelerinde , yerdeki insanlardan daha üstün olan , sağlıklı bedenlerini ve zihinlerini koruyacak şekilde yaşıyorlar. Bir Pür olan Partridge , kendini burada kapana kısılmış ve yalnız hissediyor, bir de farklı . O da kayıplarını düşünüyor sık sık , belki yuvası dağıldığı için . Babası duygusal olarak soğuk bir adam , ağabeyi intihar etmiş ve annesi , İnfilakalar sırasında Kubbe ' ye adım atamadan kaybolmuş. Bu yüzden , birinin ağzından kaçan bir sözcük , annesinin hala hayatta olma olasılığını ona çıtlatınca , hayatını riske edip Kubbe ' yi terk ediyor ve annesini bulmaya koyuluyor.
Pressia ve Partridge karşılaşıyorlar. Tüm dünya başlarına yıkılıyor.
YORUM
Kitap yazarın Hiroşima ' da gerçekleşen nükleer patlamadan etkilenmesi üzerine , kurguladığı dünyada benzer bir felaketle başlıyor. Açığa çıkan enerji ile canlılar en yakınlarındakine kaynıyorlar. Ve bu öylesine bir mutasyon ki nesiller boyunca aktarılıyor.
İnfilaklar yani bahsettiğimiz olay sonrası bildiğimiz dünya çöküyor , yara almayan Pürler Kubbe ' nin güvenli sınırlarındayken , mutasyona uğramış olan Hilkat Garibeleri Kubbe ' nin dışında yaşam mücadelesi veriyor.
Kubbe ' de hayat mükemmel fakat bir sorun var , kaynaklar tükeniyor . Gençler çocukluktan itibaren kodlanıyor ve bir robotmuşçasına proglamlanıyorlar. Fakat Partridge ' in davranış kodlaması bir türlü istenilen şekilde düzenlenemiyor.
Kubbe ' nin dışında hayat zor. Mutasyona uğramışlar hayatlarını kısıtlamaktan başka bir şey yapmadıkları gibi önceki hayatlarına dönmek için ellerinden geleni yapıyorlar ama ellerine geçen bir hiç. Bölgede OKD hüküm sürüyor ve on altı yaşına gelen gençleri toplayıp eğitiyor. Pressia ' nın OKD ' den kaçmasıyla Partridge ile tanışması bir oluyor. İkiliye yolculuklarında Bradwell ve El Capitan eşlik ediyor.
Bir distopya olarak değerlendirdiğim zaman Pür ' ün her zaman okuduklarımızın aksine daha özgün bir kurgusu olduğunu söyleyebilirim. Yaratılan dünya oldukça başarılı özellikle kaynamalar... Azım açık kaldı desem yeridir. Kaldırıma kaynayan var , araba motoruna kaynayan var , kucağında tuttuğu bebeğine kaynayan anneler var ... Ve mutasyondan etkilenenler sadece insanlar değil hayvanlar ve bitkilerde etkilendi . Böylece melez ırklar türedi.
Kitapta anlatılan olaylar o kadar gerçekçi ve olası ki dünyanın sonunun gerçekten bu şekilde gelebilme ihtimali korkutucu bir derecede yüksek.
Karakterler arasından favorim elbette Bradwell ' di şaşırdık mı , hayır... Partridge ' i belirli bir olayı öğrenmesinden sonra sevmeye başladım ama tabii olay spoiler olduğu için söylemesem daha iyi olur. Pressia sevdiğimiz güçlü kadın karakterlerden biri ama o aynı zamanda bir çocuk en azından Bradwell ve Partridge ile kıyaslanınca.
Tek sorun bana kalırsa çevirideydi . Günümüzde kullanılmayan kelimelere yer verilmesi beni biraz zorladı. Kitabın kapağı güzel, konu ile bağlantılı ama biraz fazla karanlık sanki ?
Başarılı bulduğum sayılı distopyalardan biri olan Pür ' ün bu yorumunu yazdıktan sonra serinin ikinci kitabı Füzyon ' a başlamak üzere yazımı burada sonlandırıyorum. ( Düşünün artık ne kadar güzel ki koşa koşa ikinciye başlıyorum !)
Yorumlar
Yorum Gönder